TAB

4 Temmuz 2013 Perşembe

Uzaya Haçlı Seferi / En Son Kale / Bu, Ölümsüz

Açıkçası bu  toplu yazdığım ilk başlık olacak; her ne kadar nasıl planlayacağım bilemesem de bir şekilde  tutturacağım artık.



The High Crusade
Kitap: Uzaya Haçlı Seferi
Orijinal Adı:The High Crusade
Yazar: Poul Anderson
Yayıncı: İthaki Yayınları
Tür: Bilim Kurgu,Fantastik
Puanım: 5







Okuma sırama göre başlamam gerekirse ilk kitap Poul Anderson'dan Uzaya Haçlı Seferi oldu.Yazar "Orta çağ İngiltere'sine beklenmedik bir şekilde uzaylılar inerse"'yi  kurgulamış.Açıkçası bunu kurgularken gayet akıcı olan üslubuna rağmen, gerek bazı olayların mantıksızlığı(tabi bana göre***Spoiler: Sadece kılıç ve yay kullanmayı bilen bir avuç askerin, koca dünyaları sırf uzaylılar karada savaşmaya savaşmaya kara taktiklerini unutması üzerine bozguna uğratmasıyla  neredeyse tüm evreni ele geçirmiş bu uzaylı ırkının bütün kalelerini almışlardır.***) gerekse de tasvir edilen aksiyon sahnelerinin okuyucuya tam yedirilememesi bu kurguyu zihnimizde canlandırabilmeyi ırak kılıyor.O yıllarda Hristiyanlığın  insanlar için ne kadar kısıtlayıcı olduğunu,düşünmemekten uzaklaştırdığına  değinmeye çalışsa da asıl anlatmak istediği bu olmadığından yazarın çok sığ kalmış.

En çok dikkatimi çekense bu romanın 1961 yılında Hugo en iyi roman ödülüne aday olması oldu.1961 yılında yaşamak istemedim.Yok yok abartmayım ama sadece bilimkurgu severleri önermeyi bıraktım biraz da arşivci tiplere öneriyorum bu kitabı.En yakın zamanda, ki bulursam, yazarın Metis'ten çıkan "İki Dünya Savaşıyor'"unu okumayı da planlıyorum.





En Son KaleKitap:  En Son Kale
Orijinal Adı:The Last Castle
Yazar: Jack Vance
Yayıncı: Metis
Tür: Bilim Kurgu,Fantastik
Puanım: 6












Gelelim ikinci kitabımıza.Jack Vance'in bu kitabı sadece 94 sayfa.Açıkçası Jack Vance hakkında okumadan önce güzel duyumlar almıştım ve bu kadar kısa olmasına rağmen bu kitaptan çok şey umuyordum.Ve ilk 30 40 sayfasına kadar yani "setting"'i oturtuncaya kadar gerçekten hayal dünyasına hayran oldum.Yazar da farkına varmış ki bu hikayeyi başlatmak ve bitirmek lazım hemen demiş (Yazar da biliyor zaten tam 94 sayfa yazacağını günün sonunda) ve bir çırpıda bitirivermiş sonradan.

Bu romancıkta,İnsanlar kalelerde  gayet lüks bir hayat yaşarken ,onların uşakları Mek denilen farklı bir  ırktır.Bu Mekler öyle bir ırktır ki insanların nerdeyse her türlü teknik işlerini yapmaktadır hatta bu hizmet öyle kapsamlıdır ki  onlar yerine  düşünmeleri bile yakındır.Ama gün gelir Mekler insanlığa başkaldırır ve her şeyi aslında Mekler olan insanlık, onların gidişiyle  artık  yavaştan kendi güçsüzlüğünün ve acizliğinin  farkına varır.

Açıkçası bu kitabı  da  Uzaya Haçlı Seferi'nde olduğu gibi arşivcilere öneriyorum şayet çok iyi kurgusu olabilecek bir kitapken tamamen sınıfta kalmış bir yapım olmuş.Üstelik 1966 Nebula En iyi Romancık 1967 Hugo En iyi romancık ödülünü almış.Anlaşılan o ki 1966 ve 67 yılları da, bilimkurgu adına 61 yılı gibi sıkıntılı geçmiş.


Bu Ölümsüz
Kitap: Bu Ölümsüz
Orijinal Adı: This Immortal
Yazar: Roger Zelazny
Yayıncı: Metis
Tür: Bilim Kurgu,Fantastik
Puanım: 7.5








Üçüncü olarak da daha taze bitirdiğim "Bu, Ölümsüz" .Açıkçası fark ettim ki bu aralar ister istemez okuduğum kitaplar fantastik soslu bilim kurgular.Zaten bu kitabın yazarını,Roger Zelazny'i; çoğu kimse  fantastik kurgu tarzında yazdığı Amber serilerinden hatırlayabilirler.Tabii bu kitabı ondan önce yazmış.Kitabın asıl ismi "Call me Conrad!" (bunu hikayenin içinde rahatlıkla anlıyabiliyoruz neden olduğunu) iken daha sonra şu anki ismine çevrilmiş.

Kitapta,insanlık 3 günlük bir kıyametten sonra, zorunlu olarak Vegalılar'ın yaşadığı dünyaya gidip,orada 2.sınıf vatandaş olarak tanımlanmayı göze almıştır.Dünya artık radyoaktif bir yerdir.İnsanların daha önce mitlerde olur dediği(centaur,vampir ) yaratıklar artık dünyadaki radyoaktif  bölgeden ötürü  her yerde cirit atar olmuşlardır.Yeni doğan bebekler eğer herhangi bir bozukluk sezildiyse direk sokağa bırakılır böylece iyicene mutasyondan payını almış oluyorlardır.Ana karakterimiz(ki birçok ismi vardır asırlardır ölümsüz olduğundan dolayı) Vegalılar'ın dünyasına gitmek zorunda kalmış, Vegalılar'dan nefret eden bir karakter.Ama  Vegalılar'dan gelen bir teklife evet diyerek, Vegalı araştırmacının bir tanesine , dünyada yapacağı araştırma için rehberlik etmeye karar verir.Bunca yıldan sonra tekrar Dünya'yla kaderi birleşen karakterimizin elbette bu kadar sade geçmesi beklenemezdi anayurduna uzun zaman sonra tekrardan ziyaretinin .Yazar karakterin ölümsüzlüğünden de yola çıkarak geçmişiyle şimdiyi çok güzel birleştirerek aksiyonu yerinde, akıcı bir roman ortaya koymuş.

Bu romanın en çok mitolojiyle karışık anlatımını sevdim.Yazarın bu konu hakında bilgili olduğu aşikar.Hatta Yunanistan'da geçen bölümlerin yanında bizim ülkemize de selam çakmayı ihmal etmiyor.Kitaptaki aksiyon sahnesini azlığına rağmen ,bunların güzelcene detaylandırılması ve bunu okuyucuya iyi  iletebilmesi çok iyi.Kanımca okuduğum yazarda R.A. Salvatore ve Zelazny bu işi en  iyi bilenlerden.Tek kötü yanı her ne kadar karakterimiz ve Hasan hakkında çok detaylı bir arkaplan varsa da ,diğer yan karakterler bir o kadar sığ olmuş.Yine de bu kitabı herkese öneriyorum, özellikle de bk camiasına.

Not:Yukarıdaki örneklerden feyz alarak, Hugo Ödüllerinin 60'lı yıllarda gittiği kitaplar bizi mest edememesine rağmen, açıkçası  bu kitaba verdiği 1966 en iyi roman ödülüyle bir "acaba,yoksa güvenebilir miyiz?" durumu yaratmıştır.












Hiç yorum yok:

Yorum Gönder