TAB

12 Haziran 2013 Çarşamba

Sihirbazlar Çetesi / Now You See Me (2013)


  • Vizyon Tarihi
     (1s 55dk
  • Yönetmen:
    Louis Leterrier
  • Başroller:
    Mark Ruffalo, Jesse Eisenberg, Woody Harrelson, Isla Fisher, Dave Franco
  • Tür
    Polisiye Gerilim
  • Ülke
  • Fransa , ABD
  • Puanım
  • 8.5

  • Filmi kısaca özetleyecek olursak; bir illüzyonistin, dört tane çok iyi sihirbazdan bir ekip oluşturup, bütün dünyayı şaşırtmasını konu alan bir film diyebiliriz. Ekibe girenler böyle bir ekibe girileceğini bilmeden bir şekilde seçilir ve bir araya getirilir. Charlie'nin Melekleri'ndeki Charlie edasıyla, bu dört sihirbazı bir araya getiren as sihirbaz film süresince yoktur. Ama en sonunda ana kahramanı öğreniyoruz merak etmeyin.(Ya da edin.) Hikayenin tamamı da bunun üzerine kuruludur. Polis kendilerine "4 Atlılar" diyen bu grubu yakalamak için peşlerinden bir oraya bir buraya koşuşturur durur. Gayet ünlü tanıdık simaların yer aldığı bu filmi ben izlerken gerçekten keyif aldım. Kurgusu, efektleri ve mottosuyla beni fethetmeyi başardı. Bu yüzden izlemeniz gereken filmler listenize eklemenizi gönül rahatlığı ile tavsiye edebilirim.
    (Dikkat! Dikkat!Bu noktadan sonra detaylara değinmeye başlayacağım, yazı spoiler içerebilir, ona göre... )



    Karakterleri ayrı ayrı çok sevdim diyemeyeceğim. Aslında Isla Fisher'ın sesi dışında sevmediğim bir şey de hatırlamıyorum. Herkes rolünü iyi yapıyordu. Genel olarak alaycıydı karakterler birbiriyle. Woody Harrelson'ı başka filmlerinden biliyorsanız, diyebilirim ki Woody yine Woody idi. 

    Film konuya hızlı girdi. En çok bunu sevdiğimi söyleyebilirim. Gereksiz sahneler olduğunu düşündüğüm bir sahne yoktu. Hipnoz filmin en temel ögelerinden biriydi. Hipnoz sahnelerinin filmin içindeki en eğlenceli sahnelerden olduğunu söyleyebilirim. Ayrıca sihirbazlık hilelerinin de zekice hazırlandığını düşünüyorum. Filmin bir kısmında Morgan Freeman'ın oynadığı Thaddeus Bradley'in Melanie Laurent'in oynadığı Alma Dray karakteriyle ilgili kehanetini muhtemelen filmin başından itibaren bütün izleyiciler içinden geçirecek. Muhtemelen bir çoğunuz da benim gibi Bradley söyledikten sonra bu fikirden vazgeçecek. Bu noktada kafalar karışınca, kim doğru kim yanlış birbirine giriyor. Komiser Dylan rolündeki Mark Ruffolo da bu noktada adeta çıldırıyor. Filmin başından sonuna çok iyi rol yaptığını düşündüğüm ve bunu özellikle belirtmek istediğim bir diğer kişi de Ruffolo. Rolüne iyi hazırlandığını düşündüğüm, komiser filmi güzel bir şekilde de sonlandırıyor. 

    Yine de hemen hemen her filmde olduğu gibi bu filmde de klişeler var. Gönüllerin kahramanı olan insan birilerine zarar vermek koşuluyla, aynı zamanda adaletin yerini bulmasına da yardımcı oluyor. İşte banka olayından başlayarak, sigorta olayından devam ederek aslında sıklıkla adaletin (gözükmeyen şovalyemize göre adaletin) yerine gelmesini sağlıyorlar. Ayrıca romantizm de eksik olmuyor tabi ki, komiserimizin yanına gönderilen güzel polisle komiserimiz arasında bir şeyler olacağını filmin başlarından anlayabiliyoruz.

    Yazımı filmin sonunu yazmamayı başararak filmden iki alıntıyla sonlandırmak istiyorum:

    -The closer you look, the less you'll see. / J. Daniel Atlas
    (Ne kadar yakından bakarsan o kadar az göreceksin. )

    -First rule of magic: always be the smartest person in the person in the room. / J. Daniel Atlas 
    (sihrin ilk kuralı: her zaman odadaki en zeki adam ol.)

    Sevgiler
    ve
    İyi Seyirler

    png

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder