Kitap: İkinci Vakıf
Yazar: Isaac ASIMOV
Orijinal adı: Second Foundation
Yayıncı: İthaki Yayınları
Tür: Bilim Kurgu, Sci-Fi
Sayfa Sayısı: 302
Puanım: 9
Yazar: Isaac ASIMOV
Orijinal adı: Second Foundation
Yayıncı: İthaki Yayınları
Tür: Bilim Kurgu, Sci-Fi
Sayfa Sayısı: 302
Puanım: 9
Genel itibariyle diyebilirim ki bu kitaptaki entrikaların ve ekşınların ivmesi bir önceki kitap olan Vakıf ve İmparatorluk'la aynı grafiği izliyor. Kitabın başı biraz durgun seyrederken kitabın ikinci yarısı sayfalar su gibi akıyor.
Kitabın konusuyla ilgili açıklamalarıma başlamadan evvel bir önceki Vakıf kitabı olan Vakıf ve İmparatorluk için yazdığım yazıda çeviriyle ilgili pek bir yakınmıştım. Bu kitabın çevirisi başka biri (Çiğdem Şafak) tarafından yapılmasına rağmen sık sık yine eski kelimelere rastladım. Bundan dolayı diyorum ki; acaba Asimov da mı acaba eski bir dil kullandı? Yani di mi acaba? Araştırmak gerek kitabın orijinallerini bulup.
Konuyu çok uzatmayıp kitabın içeriğine gelelim o zaman. Kitap iki farklı açıdan yazılmış. Bir açı Birinci Vakıf, diğer açı ise İkinci Vakıf. Bu kitapta Katır yok. Sadece Katır'ın izleri var. İkinci Vakıf'ı ararken genç yaşta ölen Katır'ın ilk gezegeni olan Kalgan var birazcık. Trantor var. Terminus var. Kitapta özellikle bu üç gezegen mevcut. Bu üçünün arasında gelgitler var. Bu gelgitler okuyucunun da gerçekler konusunda gelgitler yaşamasına sebep olacak şekilde oluşturulmuş. Kime inanacağına neye inanacağına şaşırıyor insan.
Kitabın baş kahramanı Arcadia ya da Arcady adında 14 yaşında bir kadın bana göre. Bu kız bir önceki kitapta Bayta olarak adı geçen ve Asimov'a böyle bir kadını öykünün göbeğine koyduğu için teşekkür etmek zorunluluğu hissettiğim kadının torunu. Kız meraklı ve meraklı olduğu kadar da hem hazır cevap hem zeki hem de kurnaz. Okurken bu çocuğa hem kızacaksınız, onu hem de seveceksiniz.
Kitabın özü olan ve Arcady'i de heycanlandıran ana düşünce, Vakıf'lıların İkinci Vakfı kendileri için bir tehdit unsuru olarak görmeleriyle başlıyor. Bu düşünceyle ilgili bir detay da kitabın arka kapağında kısaca özetlenmiş. Böyle bir tehditin var olup olmadığıyla ilgili ben tam bir sonuca ulaşamadım. Belki bu konuyu kitabı okuyanlarla tartışmak zevkli olabilir. Yani kitabın hangi kısmında bununla ilgili bir tez ve antitez var anlamak için daha sıkı bir inceleme lazım.
Kitapta diğer bir ilgimi çeken şey ise benzetmeler. Bu kitapta oldukça çok benzetme var. Sanırım bu sayede biraz daha tanıdık hissediyoruz kitaptaki olayları. Hoş gerçi bu benim okuduğum 5. Vakıf romanı olduğu için ben kendimi Trantor'un yanı başındaki Stanbulus gezeninin yerlisi gibi hissediyorum artık kendimi. Neyse benzetme var deyip geçmeyelim bir tane de örnek verelim o zaman:
"Onların her adımını izleyen ve düşmelerine izin vermeyecek bir kurumun var olduğunu biliyorlar. Bu yüzden de, amaç dolu ve hızlı ilerleyişlerinden vazgeçerek, bir sedyede taşınmaya razı geliyorlar."
Neden bu örneği verdim? İlk sebebi evet bir benzetme örneği sunmak (bkz. italik yazı). Diğer sebebi de ikinci bakış açısı. Birinci Vakıf İkinci Vakıf'ın onları mahvedeceğini düşünürken, İkinci Vakıf da Birinci Vakıf'ın onların varlığını bilmesinden ötürü mahvolacağını düşünüyor.
Kitabı okurken allak bullak olacağınızı düşünüyorum, ama sonunda Asimov'un bir çok soru işaretini çeltiğinden çekip ünlem yapacağını haber vererek bu yazıya son vermek istiyorum. Serinin 6. kitabı olan Vakıf'ın Sınırı için yazacağım yazıda görüşmek üzere...
Sevgiler
png
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder